Bugün de okula başlamak konulu
bir seminerimiz vardı. Tüm sınıfların velilerinin katılımı ile gerçekleştirilen
bir seminer. Çocuklardaki tedirginlikler, neler yapmalıyız neler yapmamalıyız
gibi konular üzerine bilgi edindik. Seminerin sonunda da sorularımız olup olmadığı
soruldu. İşte tamda burada benim kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı.
Acaba bu her okulda mı böyle
yoksa özel kreşlerde mi bu şekilde oluyor?? Bazı velilerden çok ipe sapa gelmez
sorular veya istekler duyuyorum ve gerçekten kendi çocuğumla ilgili olarak
düşündüğümde ne anaokulundayken nede öğretim hayatının hiç bir safhasında önem
verebileceğim bir konu değil. Örnekse; neden kapıya galoş makinesi alınmadığı?!!
Yani, böyle bir şeyi konu etmek
hele ki bir anaokulunda gerçekten benim aklıma gelmez. Aklıma gelmeyeceği için
mi önemsemiyorum bilemiyorum. Kapının girişinde galoşlar temizleri ve kirlileriyle
birlikte duruyor. Gelen herkes bir çocuğun annesi babası olduğu için aynı
duyarlılıkla içeriye galoşsuz girmiyor. Bunda öte burada bir galoş makinesi
koymanın ne manası olabilir bilmiyorum. Eğilip giymemek için mi?
Bir başka mesele, hastalık
meselesi. Bir tanesi çocuğunun çok hastalandığını her ay nerde ise hasta
olduğunu ve bunun müsebbibi olarak okulu gördüğünü düşünüyor. Şimdi çocuğun ilk
defa okula başladığında hasta olunmayan bir kreş veya okul var mı? Varsa bende
kaç paraysa oraya göndereceğim kesinlikle. Geçen sene sadece 2 saat haftada 3
gün oyun grubuna gidiyor olmamıza rağmen her ay hastalandık. Hem de hepsinde 40
dereceye varan ateşimiz oldu. İlaç kullanma taraftarı olmadığımdan genellikle
antibiyotiksiz atlattık. Ancak 2 kere kullanmak zorunda kaldık. Şimdi bu konuda
şikâyet eden velimiz geçen sene 8 kere antibiyotik kullanmak zorunda kaldığını
belirtiyor. Tabii ki küçücük bir çocuğun 8 kere antibiyotik kullanması hiç hoş
değil. Ancak velilerin burada okuldan evvel öncelikle doktorlarını da sorgulamaları
gerekmez mi? Ben kan tahlili yaptırmadan, ya da bazı bariz belirtiler olmadan
antibiyotik kullanmamaya gayret gösterdim. Ancak hastalıkların okula başlayan
çocuklarda ilk iki sene boyunca sürekli olduğunu ve bu konuda endişe edilmemesi
gerektiği bir nevi bağışıklık sisteminin gelişmesiyle ilgili olduğunu vs vs.
okudum, duydum, doktorlara sordum. Benim gibi tüm anne babalarında aynı şekilde
sorguladıklarını da düşünüyorum, görüyorum. Peki, o zaman bu her şeyi okula
yükleme durumu ne. Para verdik canını çıkarırız durumu mu? Gerçekten anlayabilmiş
değilim.
Bir diğer meselede yemek
meselesi. Yemek yememişler, bazıları kilo kaybetmiş. Zaten zor yiyen bir
çocukmuş. Bundan sonra yemek saatlerinde gelip kontrol edeceklermiş. Bir bakıcı
mı yediriyormuş, yoksa öğretmeni mi? Şimdi bunu söyleyebilmek için gerçekten
bencil olmak gerekiyor. Benim çocuğum da yemek yemiyor. Zor yiyor. O zaman benimkine
de öğretmeni yedirsin. Diğerininkinde, hatta böylece tüm çocuklara tek tek
yedirsinler. Tüm günü yemek yiyerek kapatırlar herhalde. Ben kendim yediremiyorken
“öğretmeninden” bunu beklemek biraz haksızlık. Böyle bir şey söylerken biraz
düşünmek gerektiğini zannediyorum. Buradaki kişiler birer öğretmen hiç biri
bakıcı değil. Ha böyle bir ilgi istiyorsak o zaman okula göndermeyeceğiz, bakıcısıyla
evde oturacak. Ancak okula gönderiyorsak, okulda artık yavaş yavaş yemek yemesini
öğrenmesini bekleyeceğiz.
Ha bunların dışında tartışılması
gereken konular vardı örneğin. Geçen seneden bu yana 3 kere okul müdürü
değiştirildi. Öğretmenlerden bazıları gittiler, tam okul başlamadan önce,
sözleşmeleri fes edilmesi dolayısıyla. Bu tür devamlılık konuları çok çok daha
önemli gibi gözüküyor bana. Ancak bunları çok da fazla tartışamıyoruz.
Parasını verdim her şeyi de satın
aldım. Hasta da etmeyeceksin, yemeğini de yedireceksin düşüncesinde olan çok
insan olduğunu düşünüyorum. Özellikle ülkemizde bu oldukça fazla da bu benim
zamanımdan çalmalarına sebep olduğu zaman kızıyorum. Bu yüzdende düşünüyorum acaba devlet
okullarında da bu tür sorularla gelebiliyor mu veliler?
Bunun birde şöyle bir başka tarafı
da insanın kendini ister istemez kötü hissediyor olması. Acaba ben kötü bir annemiyim
ki de ben bunları düşünemiyorum acaba diye de insan aklından geçiriyor bazen.
Of ne ipe sapa gelmez tartışmalar bunlar. Galoş makinasıymış. Ne kadar önemli! Daha neler göreceğiz bakalım? Öğretmenler gıcık olmuştur kesin :))
YanıtlaSilValla öğretmenler kesin gıcık olmuştur. Bir grup veli biz de ayrı gıcık olduk. Yani hakkikaten ipe sapa gelmez konular. Umarım tüm toplantılarımızı böyle boşa harcamak zorunda kalmayız.
YanıtlaSil