22 Eylül 2011 Perşembe

İlk Veli Toplantımız

Bu yıl başka bir hevesle başladım bende okula. Geçen sene sadece oyun grubu olarak gittiğimiz için çok da dikkat etmediğim konular şimdi biraz daha önem teşkil etmeye başladı.

Bugün de okula başlamak konulu bir seminerimiz vardı. Tüm sınıfların velilerinin katılımı ile gerçekleştirilen bir seminer. Çocuklardaki tedirginlikler, neler yapmalıyız neler yapmamalıyız gibi konular üzerine bilgi edindik. Seminerin sonunda da sorularımız olup olmadığı soruldu. İşte tamda burada benim kafamda soru işaretleri oluşmaya başladı.

Acaba bu her okulda mı böyle yoksa özel kreşlerde mi bu şekilde oluyor?? Bazı velilerden çok ipe sapa gelmez sorular veya istekler duyuyorum ve gerçekten kendi çocuğumla ilgili olarak düşündüğümde ne anaokulundayken nede öğretim hayatının hiç bir safhasında önem verebileceğim bir konu değil. Örnekse; neden kapıya galoş makinesi alınmadığı?!!  

Yani, böyle bir şeyi konu etmek hele ki bir anaokulunda gerçekten benim aklıma gelmez. Aklıma gelmeyeceği için mi önemsemiyorum bilemiyorum. Kapının girişinde galoşlar temizleri ve kirlileriyle birlikte duruyor. Gelen herkes bir çocuğun annesi babası olduğu için aynı duyarlılıkla içeriye galoşsuz girmiyor. Bunda öte burada bir galoş makinesi koymanın ne manası olabilir bilmiyorum. Eğilip giymemek için mi?

Bir başka mesele, hastalık meselesi. Bir tanesi çocuğunun çok hastalandığını her ay nerde ise hasta olduğunu ve bunun müsebbibi olarak okulu gördüğünü düşünüyor. Şimdi çocuğun ilk defa okula başladığında hasta olunmayan bir kreş veya okul var mı? Varsa bende kaç paraysa oraya göndereceğim kesinlikle. Geçen sene sadece 2 saat haftada 3 gün oyun grubuna gidiyor olmamıza rağmen her ay hastalandık. Hem de hepsinde 40 dereceye varan ateşimiz oldu. İlaç kullanma taraftarı olmadığımdan genellikle antibiyotiksiz atlattık. Ancak 2 kere kullanmak zorunda kaldık. Şimdi bu konuda şikâyet eden velimiz geçen sene 8 kere antibiyotik kullanmak zorunda kaldığını belirtiyor. Tabii ki küçücük bir çocuğun 8 kere antibiyotik kullanması hiç hoş değil. Ancak velilerin burada okuldan evvel öncelikle doktorlarını da sorgulamaları gerekmez mi? Ben kan tahlili yaptırmadan, ya da bazı bariz belirtiler olmadan antibiyotik kullanmamaya gayret gösterdim. Ancak hastalıkların okula başlayan çocuklarda ilk iki sene boyunca sürekli olduğunu ve bu konuda endişe edilmemesi gerektiği bir nevi bağışıklık sisteminin gelişmesiyle ilgili olduğunu vs vs. okudum, duydum, doktorlara sordum. Benim gibi tüm anne babalarında aynı şekilde sorguladıklarını da düşünüyorum, görüyorum. Peki, o zaman bu her şeyi okula yükleme durumu ne. Para verdik canını çıkarırız durumu mu? Gerçekten anlayabilmiş değilim.

Bir diğer meselede yemek meselesi. Yemek yememişler, bazıları kilo kaybetmiş. Zaten zor yiyen bir çocukmuş. Bundan sonra yemek saatlerinde gelip kontrol edeceklermiş. Bir bakıcı mı yediriyormuş, yoksa öğretmeni mi? Şimdi bunu söyleyebilmek için gerçekten bencil olmak gerekiyor. Benim çocuğum da yemek yemiyor. Zor yiyor. O zaman benimkine de öğretmeni yedirsin. Diğerininkinde, hatta böylece tüm çocuklara tek tek yedirsinler. Tüm günü yemek yiyerek kapatırlar herhalde. Ben kendim yediremiyorken “öğretmeninden” bunu beklemek biraz haksızlık. Böyle bir şey söylerken biraz düşünmek gerektiğini zannediyorum. Buradaki kişiler birer öğretmen hiç biri bakıcı değil. Ha böyle bir ilgi istiyorsak o zaman okula göndermeyeceğiz, bakıcısıyla evde oturacak. Ancak okula gönderiyorsak, okulda artık yavaş yavaş yemek yemesini öğrenmesini bekleyeceğiz.

Ha bunların dışında tartışılması gereken konular vardı örneğin. Geçen seneden bu yana 3 kere okul müdürü değiştirildi. Öğretmenlerden bazıları gittiler, tam okul başlamadan önce, sözleşmeleri fes edilmesi dolayısıyla. Bu tür devamlılık konuları çok çok daha önemli gibi gözüküyor bana. Ancak bunları çok da fazla tartışamıyoruz.

Parasını verdim her şeyi de satın aldım. Hasta da etmeyeceksin, yemeğini de yedireceksin düşüncesinde olan çok insan olduğunu düşünüyorum. Özellikle ülkemizde bu oldukça fazla da bu benim zamanımdan çalmalarına sebep olduğu zaman kızıyorum.  Bu yüzdende düşünüyorum acaba devlet okullarında da bu tür sorularla gelebiliyor mu veliler?

Bunun birde şöyle bir başka tarafı da insanın kendini ister istemez kötü hissediyor olması. Acaba ben kötü bir annemiyim ki de ben bunları düşünemiyorum acaba diye de insan aklından geçiriyor bazen.

2 yorum:

  1. Of ne ipe sapa gelmez tartışmalar bunlar. Galoş makinasıymış. Ne kadar önemli! Daha neler göreceğiz bakalım? Öğretmenler gıcık olmuştur kesin :))

    YanıtlaSil
  2. Valla öğretmenler kesin gıcık olmuştur. Bir grup veli biz de ayrı gıcık olduk. Yani hakkikaten ipe sapa gelmez konular. Umarım tüm toplantılarımızı böyle boşa harcamak zorunda kalmayız.

    YanıtlaSil